8 Mayıs 2009 Cuma

Öz Geçmiş - Sinopsis

Bir başvuru için hazırladığım öz geçmiş sinopsisi:


   Hiç Anadolu Bölgesi’nin ne yaparsa yapsın hiç de mühim olamayan bir kasabasında, hiç de mühim olmayan ve olsa olsa çocuğu meşhur olunca “ailesi normal bir aileydi” diye bahsedilecek olan bir ailenin, hiç önemli olmayan bir çocuğunun yaşama tutunma ya da her aşamada tuttuğunu kopardığı için her tuttuğunun elinde kalmasının, dolayısıyla elinde hiçbir şey kalmamasının buruk hikâyesi.
   Kahramanımız varoşlarda var oluşçuluk oynarken başladığı hayatını etrafındaki insanların başarısızlığına inat, başarılı olma hevesiyle geçirir. Etrafındaki tek düzeliği kırmak için ÖSS’ye çok çalışır, iyi bir puan alır ve ODTÜ’de Kimya okumaya başlar. Kendisini farklı bir hayatın bekleyeceğini sanırken okuldaki seçkin kitlenin aslında çok da seçkin olmadığını ve hatta bu seçkin insanların bir süre sonra doğduğu yerdeki insanlardan da farklı olmadığını anlayarak isyan bayrağını çeker ve okulunu yarım bırakarak varoşlarına tekrar var olmak için döner.
   Bir kış günü döndüğü varoşlarında artık ne onlardan biri ne de ötekilerden biri olmadığının farkına varır. Yine de yaşamın onu getirdiği bu noktaya iyimserlikle bakarak her sabaha gülümsemeyle başlamayı dener. Annesini ne kadar özlediğini ve babasız bunca yıl nasıl kaldığını hayretler içinde fark eder ve geçmişteki hatalarını örtmek için sürekli ağlar. Bir süre sonra “artık ağlamak yok” der kendi kendine ve intihara karar verir. Nasıl intihar edeceğini kestiremediğinden ve etrafı kirletip annesini üzmekten korktuğu için intihardan vazgeçer. Bu sırada kendine yeni bir hobi edinir; mezarlıkları ve hastaneleri gezer. Kaderin cilvesiyle bir mezarlık yanındaki montaj stüdyosunda görsel efekt ve kurgu üzerine çalışmaya başlar. Arkası yarınların arkasını yarar ve hiç izlemediği televizyon için çalışır. Hayatın onu getirdiği bu çıkmaza da kızar ve işi gücü bırakıp kendi gibi 3-5 adamla sinemaya atılır. Bir uzun metraj ve onlarca sinopsis yazar. Şu an yazığı en garip olan sinopsistir ve hiçbir şeye benzemez. O da bunun farkındadır ama okuyan kişinin affına ve hoş görüsüne sığınmıştır. Ne olursa olsun hayat devam eder ve kahramanımız bu sinopsisin cevabını heyecanla bekler.