7 Mayıs 2010 Cuma

Saat 3:00


"Çeşm-i yeşil derler, yine muhabbetin ortasından girenler; sıralamalara ayak uyduramadan gecenin üçünde. Bir düzen olsaydı böyle mi olurdu halbuse? Redif de bir kafiyedir en nihayetinde kendince.  "

Devrik cümle kurup girizgahı karizmatik eylemeye çalışan ama yazdıklarından emin olamadıkları için ismini gizleyen, bu yüzden ancak 5 yıl sonra kendisi olacak olan amatör yazarları  buradan, sizin nezdinizde, tıkırtıyla anıyorum sevgili bayan. Redif kafiyenin önemini, rüyada demli çay görmenin gizemini, gözlemenin yanık yerini, yakında sofralarımıza gelecek olan karpuzun göbeğini ve hiç bir zaman onun kadar önemli olamamış olan kavunun titrek hüznünü de araya sıkıştırmayı unutmuyorum. Umuyorum iyisiniz ve afiyettesinizdir. Bir yukarıda yazdığım meyve ve sebze türünden yiyecekler gece aç olan karnımın tahayyülleri olup; birden, aniden elimden çıkıvermişlerdir ve bana ayırdığınız bu kalbiniz kadar temiz sayfayı hemencecik dolduruvermişlerdir. Dahası da vardır onların ama ben zaman kaybı olmasın diye onları bu kalbiniz kadar temiz sayfaya yazacak kadar budala değilim. Budalalığımın bir kısmı başıboşluğumdan ileri geliyor olup, karşı tarafa zarar vermeyecek kadar zararlıdır kendince; kendime. Sanki bir şey demeye çalışan bu satırların da aslında bir getirisi olmadığını da ancak sigaramdan bir nefes çektikten sonra çayımın hiç bir zaman ilk bardak kadar zevk vermeyecek olan ikinci bardağının ortalarına geldiğimde anlıyorum. Siz de anlıyorsuz değil mi, bu kalbiniz kadar temiz -ayşe teyzesi cıırtt- olan pür-i pak sayfada yazılanları? Eminim anlıyorsunuzdur Genç Werther'in Gacılarını, Raskolnikov'un Acılarını, Aki Kaurismaki'nin Japon olmamasını, Noi Albinoi'nin soğuk algınlığını. Bence anlıyorsunuz, anlıyorsunuz ki bu kahrolası kader bir şekilde bu yazıyı yazdırıyor. Anladığınıza dair ip uçlarını ara ara, yollarda süren serkeş hayatımda veya  rüyalarımda görünen imgeli güzel anlarda görüyorum. Anlıyorum o vakit budalalığımın bana verdiği yetkiye dayanarak sevgili bayan: O ip uçları, ince mizah anlayışı orada, sizde mevcut, sadece bekliyor. Ama yine budalalığımın bana verdiği gururdan dolayı gitmiyorum rüyamın peşinden. Şimdi şiirlerdeki gibi sisli, puslu değil de, alabildiğine düz ve az sonra gündüz olacak olan gecenin içinde durmuş düşünüyorum kendimce: Redif de bir kafiye midir acaba kendince?